Twitter’da hızla yayılan #bimilyonneden hastagini merakla takip ediyorum. Bir yandan da benim dünyamı iyi bir yer yapan nedenlerimi düşünüyorum. Sanırım annem ve babam benim için dünyayı iyi yapan #bimilyonneden’den iki tanesi.
Gül'e Elini Uzatıp Kopartmadan Önce Eline Batacak Dikeni Hesaba Katmazsın.. Ne Zaman ki Gülü Seyretmek Az Gelir Ozaman Elini Uzatıp Gülü Almaya Kalkarsın. Eline Diken Batınca İki Seçenek Var: Ya Atıp Üstüne Basarsın Yada Güle Verdiğin Sevgiye Karşı Dikenin Acısını Çekersin. Peki Aşk Güle Benzermi..? Elbet Benzer Ama Değerini Bilmeyenler En Ufak Acıda Bırakırlar.. BEN GÜLÜ AVUCUMA ALDIM; ELİMDEN AKAN KAN UMRUMDA DEĞİL....!!
Online ol, offline ol. Merak et! Sen çevrimiçi değilken
insanlar ne yapmış, merak et. Onları gör, onları izle. An'a şahit ol.
Yaşadığını kanıtla. Evet, sen yaşıyorsun. Sen varsın. Fotoğraf ekle! Özellikle
gülücükler saçtıklarından. Arkadaşlarınla olduğun fotoğraflar. Eğlendiğin,
içtiğin, yalnız olmadığın fotoğraflar. Yaşıyorsun, sen yaşıyorsun. Sen hayatı
yaşıyorsun. Sen hayattasın. Profilin de bunun kanıtı.
Bakın bana! Bir daha bakın. Ben buradayım. Ben yaşıyorum.
Çevrimiçiyim; ama meşgulüm. O kadar meşgulüm ki size bir selam bile yazamam. Ben
meşgulüm. Seni dürtecek kadar bile vaktim yok. Ben meşgulüm,
sen meşgulsün, o meşgul. Hepimiz o kadar meşgulüz ki internette, hepimiz acayip
meşgulüz. Arkadaşlarımla beraberim. Bir sürü arkadaşımla. Ne kadar da çok
tanıdığım, yani arkadaşım var. Ben yalnız değilim. Ben
varım. Ben önemliyim. Ben ben'im. Ben
sen değilim. Ben özelim. Ben dünyanın
merkezindeyim. Şu dünyadaki en önemli kişi benim. Benim
sevgim gerçek sevgi. Benim acılarım gerçek acı. Benim
nefretim gerçek nefret.
Ben gerçeğim. Ben varım. Ben yaşıyorum.
Ben güzelim. Ben'ler içinde en ben yine
benim. Kıskanın beni. Bana imrenin. Ben
güçlüyüm, ben güzelim, ben zenginim.
Ben sahibim. Sen ben olmak istiyorsun. Sen benden
aşağıdasın. Ben senin üstündeyim. Listenin en yukarısındaki benim.
En çok benim paylaştıklarım beğenilir. En çok doğum günü
mesajı alan benim.
Neden mi? Çünkü ben benim. Ben hiçbir
zaman ölmeyeceğim. Ben her zaman var olacağım. Ben her
zaman ben olacağım. Toprağın altına, mezarın içine
girmeyeceğim. Daha çok gencim. Ölüm benden çok uzak, bunu
düşünmem için daha çok erken. Ben yaşıyorum. Önemli olan bu.
Beni izleyin. Beni gözleyin. Beni
beğenin. Beni kıskanın. Benden nefret edin.
Kısacası beni ben edin. Meşgul olsam bile
bana selam gönderin. Çok gururluyum. Fazla gururlu. Beni
dürtün. Beni sevin. Bana değer verin. Beni
var kılın. Çünkü yalnızım. Ben yalnızım. Ben ölümlüyüm.
Bir gün toprak altında çürüyeceğim. Ben öleceğim. Ben
bensiz kalacağım. Koca dünya bensiz kalacak.
Korkuyorum. Bana sarılın. Lütfen bana sarılın…
Yazar; R.Doğan Nar
Yazısından ötürü yazara teşekkür ederim lakin üzerini çizdigim kısmı tasdik etmiyorum yazardan alıntı yaptıgım için de kaldırmak istemedim..
Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve
eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: - "İçinde hangi yiyecek var acaba ?" diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. - "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı. Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: - "Zavallı farecik...Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın" dedi.
Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve, - "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama, - "Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol" dedi.
Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve , - "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi. İnek ; -"Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor." dedi. Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı.... O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.
Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu.
Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.
Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu.
Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi.
Adam
yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde
beklerken buldu. çocuk babasına, “Baba bir saatte ne kadar para
kazanıyorsun” diye sordu… Zaten yorgun gelen adam, “Bu senin işin
değil” diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk “Babacım lütfen, bilmek
istiyorum” diye üsteledi. Adam -İlla da bilmek istiyorsan 20 milyon” diye cevap verdi..
Bunun üzerine çocuk “Peki bana 10 milyon borç verir misin” diye sordu. Adam iyice sinirlenip, -Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat” dedi. çocuk sessizce odasına ç;ıkıp kapıyı kapattı.Adam sinirli sinirli;”Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder.” diye düşündü.
Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa
parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, “Belki de gerçekten
lazımdı”…Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı… Yatağında olan
çocuğa,”Uyuyor musun” diye sordu. Çocuk “Hayır” diye cevap verdi…
-Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için
üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim” dedi… çocuk sevinçle
haykırdı, “Teşekkürler babacığım”… Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı.
Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı. Bunu gören adam iyice
sinirlenerek, “Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?… Benim,
senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok” diye kızdı… çocuk “Param vardı ama yeterince yoktu ” dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; “İşte 20 milyon… Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?…”
Yüzünü toprağa sür şimdi... Evine dön. Sılana koş. Subhane rabbiye'l
-a'la. “Sen varsın. Sen a'lasin. Eksiklikten uzaksın noksanlıktan
muallâsın kusurdan mukaddessin. Kusur bende. Benden yana eksiklik. Bende saklı acizlik. Bende bekler fakirlik. Yalnız sana muhtaç olma zenginliğimdir secdem.
Yalnız Sana kul olma şerefimdir secdem. Sultanlığımdır secdelerim. Varlığımı huzurunda sıfırladığım andır.
Senin şah damarı yakınlığından kalbimin yakınlıklar emdiği andır ruhumun muştular bulduğu demdir.
Miracımın kab-ı kavseyni secde.
Beni aradan çıkardığım yerdir secde.
Dediğini yapıyorum secde edip yaklaşıyorum.
Sana yaklaşıyorum. Tüm uzaklıkları uzaklara bırakıyorum.
Tüm aldanışları tuzaklarda bırakıyorum.
Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.
Atadan kalma tohumlarımız;
* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır
Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.
TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.
* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.
Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...
Oyun severleri ve eğlence tutkunlarını bir araya getiren Sony PlayStation GameFest, oyun dünyasının fantastik kurgusunu, parti atmosferiyle birleştiriyor. Ortaya oyun ve gerçeği bir arada sunan, şimdiye kadar hiç deneyimlenmemiş yeni bir eğlence anlayışı çıkacak.
Festivalin ilk akşamı elektronik müziğin başarılı ismi Bedük’le taçlanıyor. Bedük tüm oyun ve eğlence tutkunlarını şarkılarıyla coşturarak Sony PlayStation Gamefest heyecanını doruk noktaya taşıyacak.
İki gün boyunca başta FIFA 13 ve PES 13 büyük turnuvaları olmak üzere efsaneleşmiş ve yepyeni PlayStation oyunları katılımcıları birer GameFest tutkunu haline getirecek.
Kozlarını paylaşıp adını altın harflerle oyun tarihine yazdırmak isteyen futbol severler, PES 13 ve FIFA 13’te marifetlerini gösterecek. DanceStar Party Hits, Sports Champions 2 gibi PlayStationMove oyunlarıyla ve WipEout: 2048 ile PS Vita'da anlık yarışmalar düzenlenecek. Bütün PlayStation oyunlarının doyasıya oynanacağı eşi benzeri olmayan bir deneyim yaşanacak.
PES 13 ve FIFA 13 turnuvalarında ilk dörde girenler linkteki muhteşem ödülleri kazanacak!
İki gün sürecek nefes kesen karşılaşmalar, fantastik anlar, Dinamo FM DJ’leriyle kesintisiz eğlence, üniversiteli amatör grupların canlı performansları ve profesyonel dans şovlar GameFest’i unutulmaz bir festivale dönüştürecek.
Sen Benim yarım kalan cümlelerimsin...
Hiç söyleyemediğim,söylemediğim o sözlerim...
Sen Benim hiç ısınmayan ellerimsin...
Hiç unutamayan unutmayan o kalbim...
Sen Benim eksik kalan yerimsin...
Kapattığım pencereler,güneşlere çektiğim o perdelerim...
Sen Benim hiç sevmediğim sessizliğimsin...
Kaybettiğim yolum ,korktuğum karanlık...
Sen Benim terkettiğim ŞEHİRlerİMSİN...
Sen Benim...
Sen Benim...
Sen Benim...
" Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı
şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza
çıkan,etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere
götürürler ya da bize bir şey öğretir
İkinci kural :
" Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değişt
iremezdi.
Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile
değiştiremeyiz. "Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur.
Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır,
dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz
bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay,
mükemmeldir."
Üçüncü kural :
" İçinde başlangıç
yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç.
Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
Dördüncü kural:
" Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir.
Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu
yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu
tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir."
Âşık olduğunuz insanın sizi gerçekten hakedip, haketmediğine bir türlü emin olamıyorsanız işte ipuçları...
AŞKINI İFADE EDEBİLMELİ
Aşkını yalnızca sözlerle değil, hareketlerle de ifade edebilmeli... Yani, arayacağını söylediğinde araması, mideniz kötüyken size ilaç getirmesi ve böylelikle size güvende olduğunuzu ve sevildiğinizi hissettirmesi gerekir.
SİZİ OLDUĞUNUZ GİBİ KABULLENMELİ
Gerçek bir kadını sevmenin gerçek vücut hatlarını sevmekle eş anlamlı oklusunu bilmeli. Öyle ki birkaç kilo fazlanız olduğunda size olan sevgisinden ötürü (sadece şaka yapmak amacıyla bile olsa) hunu asla belirtmemeli.
SAYGILI OLMALI
Saygı birçok farklı formda karşımıza çıkar. Fikirlerinizi dinlemek, sizi hayal kırıklığına uğratmamak veya asla aldatmamak bunlardan yalnızca birkaçı. İyi bir ilişki tamamen bir ekip işidir. Bu ekipte bulunduğunuz sürece birbirinizi desteklemeyi öğrenmeniz gerekir.
RASTGELE ROMANTİK JESTLER YAPMALI
Hediye alınanın, kadınların mutluluğu ile eşdeğer olduğunun farkında olan erkekler kadınları gerçek anlamda anlayabilen erkeklerdir. Bütçesi ne olursa olsun, her erkek sevdiği kadına mutlaka bir hediye almalı. Bu ister bir paket çikolata olsun, ister bir mücevher; hiç beklenmeyen anda geldiği için, uzaktayken bile sizi düşündüğünü ve mutlu etmek istediğini göstermeli.
TOPLULUK İÇİNDE SEVGİ GÖSTERİLERİNDE BULUNMALI
Herkesin içinde yapılan ufak fiziksel sevgi gösterileri, birlikte olduğunuzun ve bunu herkesin bilmesinden rahatsızlık duymadığınızın belirtisidir. Bu ister el ele tutuşmak, ister barda otururken elini bacağınıza koyması olsun, sonuçta hepsi etrafa birlikte olduğunuzu açıkça gösterir.
SİZE DESTEK OLMALI
Moraliniz bozuk olduğunda arkadaşlarıyla dışarı çıkmaktansa sizinle evde kalmayı tercih etmeli.