30 Eylül 2012 Pazar

Web Sitelerini Tavsiye Etmenin Kolay Yolu


 Bir web sitesi gezdiniz, bir haber okudunuz ya da bir video izlediniz. Ve "kesin bunu arkadaşım da görmeli" diyorsanız. Beğendiğiniz bu içeriği arkadaşınıza önermenin en basit yolu Bzzster‘dan geçiyor. Bu yeni servis sayesinde 1-2 adımda beğendiğiniz içeriği arkadaşınıza önerebiliyorsunuz.

Bzzster Nedir?

Bzzster beğendiğiniz bir içeriği arkadaşınıza haberdar etmek. Bazı web sayfalarında mutlaka "bu siteyi arkadaşınıza önerin" başlıklı bölümler görmüşsünüzdür. Kendi e-posta adresinizi ve arkadaşınızın e-posta adresini yazıp gönderirsiniz. Böylece arkadaşınızın posta adresine "ben bu siteyi beğendim senin de beğenebileceğini düşünerekten sana öneriyorum. Siteye bakmak için alttaki linke tıkla" benzeri bir mesaj gönderirsiniz. işte Bzzster bu süreci daha prafik bir hale getiriyor.

 Bzzster anasayfası

Bzzster nasıl işliyor?

ilk önce Bzzster sitesine üye oluyorsunuz. Daha sonra Bzzster! Bookmarklet adı verilen düğmeyi web tarayıcınıza sürükleyip bırakıyorsunuz. Ve bundan sonra herhangi bir web sitesinde iken bu düğmeye tıklamanız yeterli oluyor. Karşınıza gelen pencereden arkadaşınıza bu siteyi önerebilmenizi sağlayan formu dolduruyorsunuz ve gönderiyorsunuz. Bundan sonra arkadaşınızın e-posta adresine, sizin bir web sitesi önerdiğinize dair e-posta gönderiliyor.
Yapmış olduğunuz bu önerme işlemi aynı zamanda Bzzster sitesinin anasayfasında da görüntüleniyor. Anasayfaya "Semih 5 saat önce www.semihuzunoglu.net.tc sitesini önerdi" şeklinde bir mesaj geçiliyor. Böylece aslında o web sitesini sadece arkadaşınıza değil tüm Bzzster ziyaretçilerine de tavsite etmiş oluyorsunuz. insanlar bu sayede yeni yeni web sitelerinden haberdar olmuş oluyorlar.
Not: Önerme işleminin anasayfada herkes tarafından görülmesini istemezseniz yani sadece arkadaşınız ile sizin aranızda görülebilmesini isterseniz formdaki private kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Bzzster ile önerme süreci




29 Eylül 2012 Cumartesi

Hatasız Nietzsche yazma kursu açıldı



Nietzsche’yi çok seven fakat Nietzsche Ağladığında kitabını Nietzsche’nin yazdığını düşünen gençlere yardım etmek amacıyla on seansta hatasız Nietzsche yazmayı sağlayacağını iddia eden kurslar  İstanbul Beyoğlu ve Kadıköy’de açıldı. Bu kurslarda Nietzsche’yi hatasız yazmanın yanı sıra doğru telaffuzun nasıl yapılacağı, Nietzsche’nin yaşadığı enterasan olaylar ve özlü sözleri kursiyerlere öğretilecek. Sertifika alan gençler artık gönül rahatlığıyla Nietzsche hakkında anektotlar anlatabilecek. Kurslara sponsor olan Google , Msn ortamlardaki konuşmalarda kararsız kalıp Nietzsche’nin doğru yazımı için Nieçze, Niçe, Ağladığında, eşekli/bıyıklı adam gibi arama yapan gençlerin serverlarına bindirdiği yükü azaltmayı amaçlıyor. Google’ın bu doğrultuda bir sonraki planı ise Mevlana ve Neyzen Tevfik şiirler ve sözlerinin çok demode olduğunu halka anlatmaya çalışmak.

Kaynak : neguzelhaber.com

HATA 404: Aradığınız sayfaya ulaşılamadı

Üzgünüm, aradığınız sayfayı bulamadım.. (the resource you requested was not found)
Adresi yanlış girmiş olabilirsiniz...
Eğer doğru girdiyseniz,  Devamı için  Tıkırdat, Klikle Yap BirŞeyler:)

27 Eylül 2012 Perşembe

Bizim Bakkal Amca

Bizim bakkala,
O, sokağın sevgilisi, ağabeyi, babası, dedesi, akrabası, bankası, kasası, limanı, korunağı, en nihayetinde ahlak timsali idi. Hemen her yaşta kadın-erkek-çocuk-yaşlı-genç onun güleç yüzünü gördüğünde sanki olanca elemini-kederini unuturdu…

Dükkânında yok yoktu. Ne isterseniz isteyin bulup buluştururdu. Borç verir, deftere yazar, bağışlar, senet imzalamaz, kimseyi alacağı sebebi ile sıkıştırmazdı. Pek çok çırak yetiştirdi. Kendi evladı olmadığı için onlara evlat muamelesi yapardı. Çekebileceklerinden fazla yük yüklemezdi.

Evi dükkânına yakındı. Cami eve yakındı. Sabah namazını cemaatle kılar, yandaki kahveden gelen taze çayla kahvaltısını dükkânda yapardı. Öğle yemeğini sefertası ile evden getirirdi. Kimsenin önünde yemek yemezdi. Dükkânın dibinde küçük bir ardiyesi vardı. Çırağa müşteriye bakmasını söyler, oraya girip yemeğini ağır ağır yerdi. Namazlarını da orada kılardı. Mahallenin fukarası, kimsesizleri, dul kalmış ve artık bacakları kendini çekemediğinden ancak balkona çıkabilecek ihtiyar kadınları, ciklet alacak parası olmayan çocukları, sarhoş koca derdi çeken çilekeş kadınları, işleri bozulup iflas eden bu sebeple veresiye hesabı kabardığından utanıp dükkâna uğrayamayan esnafının tüm giderlerini karşılardı.

Herkesten, her şeyden haberi olurdu. Cenab-ı Hak bu adamın kazancına öyle bir bereket vermişti ki; o dağıttıkça hem malı hem sermayesi artıyordu. Buna kendi de şaşıyor, şükrüne şükür katıyor, otururken, yürürken, raflara paketleri dizerken zikrullaha devam ediyordu.

Sabah namazından ağzında dualarla camiden çıkıp, yatağa girinceye kadar bu böyle devam ediyordu. Sanki bir mahalle bakkalının günlük telaşesi içinde değil de cennet bahçelerinde dolaşıyor gibi yüzünden bir tebessüm çalışıp duruyordu.

Yüzü ve gözleri parıldıyor, ona bakan nedense bir iç ferahlığı duyuyordu. Para üstü verirken bile sesi bir duadan arta kalmış tınıyı taşıyordu.

Bu adamın dünya ile işi yok muydu? Vardı tabii. Dünya işi nedir ki? Aldın-verdin-yedin-içtin-gittin-geldin-ağladın-güldün-hastalandın-iyileştin-evlendin-çocuğunu mektebe gönderdin-bir gömlek aldın-bir arsa sattın-berbere gittin-altına bir araba çektin. Dünya işi bitmez. Son nefes verilmeden dünyadan ayrı düşmek her kişinin harcı değildir.

Ama bizim bakkal galiba ‘ölmeden önce ölünüz’ sırrına mazhar olmuştu. Hiç de öyle sofu bir görüntüsü yoktu. Bırakın kötü sözü, sesini yükselttiği dahi görülmemişti.

Kendisi iyi, eşi ondan daha iyi idi. Cenab-ı Hak -ki hikmetinden sual olunmaz- bu iki iyi kişiyi birbirine yazmıştı. Bir elmanın iki yarısı gibiydiler.

Mahallede kaç dul kadının kızını evlendirmişler, kaç delikanlıyı askere göndermişler, kaç hastayı hastaneye yatırmışlar, bırakın insanları mahallenin kedisine, köpeğine, kuşuna karda-kışta nasıl kol kanat germişler anlatmaya dil yetmez.

Kadın da sabahtan akşama hiç boş durmaz, ya birine mevlit pilavı pişirir, ya bir hastaya çorba yetiştirir, ya kışın tanıdık-tanımadık herkese dağıtılmak üzere ayağını sıcak tutsun diye yün çarık örer, ya dantel, sabunluk yapar, ya yazma-namaz başörtüsü kenarlarına oya yapar, ya çalışan bir annenin çocuğuna bakardı. Hiçbir hizmetine karşılık para kabul etmez, ancak tatlı dil ile tatillerde komşuların çocuklarına Kur’an öğretmek üzere evine gönderilmesini isterdi.

O çocuklara kurabiyeler, limonatalar, sahlepler, şerbetler hazırlar, Kur’an okumayı öğrenenlere bir çift çorap hediye ederdi. Çocuklarla beraber bazen anneleri, ablaları da Kur’an dersine gelirlerdi. Böyle Allah dostu insanların ne gücü tükenir, ne zamanı.

Evlerinin önünde bir küçük bahçeleri vardı. Kadın bu bahçede hem meyve, hem sebze, hem çiçek yetiştirirdi. Bahçeden mahsul alınmaya başlandığında tüm komşulara organik domatesler, salatalıklar, kabak ve patlıcanlar sepet sepet giderdi.

Okuldan eve dönen bir çocuğa seslenir, oracıkta çiçeklerden bir buket yapar, annesine götürmesini söylerdi. Gül reçeli, incir-vişne-çilek reçeli yapardı. Bunları hem dükkânda satışa sunar, hem birer kavanoz komşulara dağıtırdı.

Bağ bozumu geldiğinde o küçümen bahçeden bidonlarla turşuluk olacak mahsul çıkardı. Kadının turşusu ilaç gibiydi ilaç. Bir yiyen bir daha isterdi.

Yatsıdan sonra kırk yıllık karı-koca evin önündeki asma çardağının altına oturup sohbete dalar, bazen alçak sesle ilahi söylerdi.

Böyle bir bakkal var mıydı?

Yoksa bu bir masal mıydı?

Göbek Deliği Pamuğu Kolleksiyoncusu




Graham Barker ( 46 ), tam 26 yıl boyunca göbek deliğinde biriken pamukçukları biriktirerek, dünyanın en acayip kolleksiyonlardan birine imza atmış. 1984 yılında kütüphanede çalışırken, can sıkıntısından böyle bir huy edinen Graham, bugüne kadar 22.1 gram pamukcuk biriktirmeyi başarmış ve bu kategoride Guinnes rekorlar kitabına girmiş. Kolleksiyoncun en büyük destekçisi ise karısıymış.

Kaynak : www.metro.co.uk

Kendi Kendine Giden Araç Resmen Yollara Çıktı

 Bugün, tarihi bir gün. Yıllardır bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz kendi kendine gidebilen araç teknolojisi, bugünden itibaren günlük yaşamda kullanılmaya başlandı. California eyaleti, Google’ ın geliştirdiği ve yıllardır testlerini başarı ile yaptığı sisteme, kişisel kullanım bazında trafiğe çıkış için izin verdiğini açıkladı. Google’ ın bundan sonraki hedefi ise bu icadı tüm dünyaya yaymak ve 20 yıl içerisinde dünyadaki tüm ulaşım araçlarının % 20′ sinin kendi kendine gidebilmesini sağlamak.



 Videoda sistemin son testlerinden biri olan, yüzde 95 görme engelli Steve Mahan ile yapılan deneme sürüşü var.


Kaynak; sites.google.com

14. Yaş Günü 'Google'

Google’dan bir araştırma yapmak istediğimde bir de ne göreyim ? Google 14. yaş gününü kutluyor. diye bir  doodle ile karşılaştım. Logoda yanıp sönen mumlar var. Bende buradan bilgi kaynağı Google’ın yeni yaşını kutlar Saygılarımı sunarım. Google yıllardır arama motoru ve dışında bir çok ürün hizmet  vermektedir. Sorulan soruların hiç birini yanıtsız bırakmadı, Google’de önemli olan ne aradığınızı doğru kelimelerle aramaktır. Google size her zaman doğru cevabı verecektir. Google’ın sunduğu hizmet sayesinde internet kullanıcıları yeni bir dünya ile tanıştılar. Başımız sıkıştığında, kafamız ağrıdığında, bir yere gitmek istediğimizde, birisini görmek veya tanımak istediğimizde yardımımıza her zaman Google yetişti. Bu üstün hizmetlerinden dolayı kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.  Arama motorunda öncü olan dünyada en zengin şirketler arasında ilk sıralarda yer alan Google her zaman daha da güçleniyor. İyi ki doğdun Google, Happy Birthday Google

'Doodle' nedir?

Bazı özel günlerde ülkelere göre değişiklik gösterebilen farklı Google logosu tasarımlarını mutlaka görmüşsünüzdür. İşte bu özel günlerde tasarlanan Google logolarının adı "Doodle" dır.

Doodle'lar 1999 yılından bu yana Google'ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin tarafından Google ana sayfasını renklendirmek ve ilgi çekmek için kullanılmaktadır.

Doodle'larda tüm dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere yer verilmektedir.

Google Türkiye kullanıcıları ise Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kabotaj Bayramı gibi bazı özel günlerde Doodle tasarımlarıyla karşılaşmıştır. Google kullanıcıları, Doodle'ların üstüne tıklayarak, ilgili konuya dair daha ayrıntılı bilgiye de erişebilirler

Bazı örnek Doodle tasarımları;

. . .
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı


. . .
22 Nisan Dünya Günü


. . .
Anneler Günü

. . .

26 Eylül 2012 Çarşamba

1980 Chevrolet Chevette









 Araç Hakkında ; en.wikipedia.org

Türkçe Word Belgesi (doc) Olarak İndir
http://ultrashare.net/hosting/fl/d533f5a974/Chevrolet_Chevette_Tarihi

Kaynaklar
  1. ^ "1982 CHEVROLET CHEVETTE "SL" (BR)". Dkarros.com. Retrieved 2010-05-25. (İspanyolca)
  2. ^ "historia de chevette". Stcolombia.com. Retrieved 2012-09-08.
  3. ^ Editörler Tüketici Rehberi
  4. ^ "GM ' uzun yol geri elektrikli araba". CNN. Nisan 7, 2009.
  5. ^ Aichele, Tobias, ed. (1992). Otomatik Katalog 1993. Stuttgart: Vereinigte Motor-Verlage GmbH & Co. KG. p. 80.
  6. ^ Drew Bahçe, Sıcak sopa Dergisi Tüm Kapakları, s. 220-221, ISBN 0-7603-3817-5
  7.  en.wikipedia.org

Facebook'un Kitap Olsun

Facebook profilini, fotoğraflarını, durumlarını gerçek bir kitaba dönüştürmenin yolları



    Facebook'daki etkinliklerini, paylaşımlarını, içeriklerini ve fazlasını gerçek bir kitap haline getirmek ister misin?

Bu sayede Facebook'da olmayan bir arkadaşına veya akrabana hayatınızın bir bölümünde neler olup bittiğini gösterebilirsin, İşte kendi Facebook kitabını yapmanı sağlayacak hizmetler.


Blurb, son senelerde Flickr ve Facebook'u temel alarak ürettiği kaliteli kitaplarla ve kartivizitlerle ününü artırdı. Blurb, yöneticisi olduğunuz Facebook sayfalarındaki fotoğrafları, profilini ve etiketlendiğin fotoğrafları seçmene izin veriyor. Site, size 20 fotoğrafla işe başlamanızı öneriyor. Ardından daha fazla fotoğraf ekleyebiliyor ve kitap boyutunu değiştirebiliyor, istersen yorumları kaldırabiliyorsun
Dilersen, kitabın bir iPad sürümünü de oluşturabiliyorsun. Blurb, Facebook fotoğraflarının sıkıştırılmış olduğundan orijinalleri kadar kaliteli olmayacağı konusunda uyarıyor..

...

Social Memories, Facebook'daki etkinliklerini çok kolay bir biçimde gerçek bir kitaba dönüştürebiliyor. Social Memories'in Facebook uygulamasına gidip, bir tarih aralığı ayarlamanız yeterli oluyor.

Social Memories, arkadaşlarınn nereden geldiği, en etkin arkadaşlarının hangileri olduğu gibi hoş infografikler ve istatistikler oluşturuyor. Bunlar, Facebook'tan alınan fotoğraflar ve diğer içerikler arasına yerleştiriliyor.

Social Memories'i yakından görmek istiyorsan, YouTube'daki tanıtım videosunu izleyebilirsin.


...


Fonicle, durum güncellemelerinize odaklanıyor ve bunları temel alan bir kitap meydana getiriyor. Kitaba arkadaşlarınızın cevaplarını ekleyip eklememeyeceğinizi siz seçiyorsunuz. Kitaba dahil edilmemesini istediğiniz yılları seçebiliyor, onu daha hesaplı bir hale getirebiliyorsunuz. Kitaba fotoğrafları siyah beyaz veya renkli olarak ekleyebiliyorsunuz, ancak renkli fotoğrafların çok daha pahalı olduğunu söyleyelim.

**Fonicle'ın oluşturduğu Facebook sayfasını beğenirseniz onu PDF olarak indirebiliyor ve yedek olarak saklayabiliyorsunuz.




25 Eylül 2012 Salı

Bir Saz, Söz ve Ses Ustası...

Neşet ERTAŞ'ın Kendi Kaleminden Biyografisi




Neşet Ertaş türkü demek; binlerce yıldır söyleyen ve söylenecek olan... Neşet Ertaş bağlama demek;binlerce yıldır çalınan ve çalınacak olan...Kırk yıldır ismi türkü ve bağlama ile özdeşleşmiş Neşet Ertaş'ın yoksulluk, gurbet ve ayrılıklarla dolu hayat hikayesi 1938'de Kırtıllar Köyünde bağlar. Anası Keskin'in Hacelobası köyünden Döne, babası Yağmurlu Büyükoba'dan Muharrem Ertaş... Baba Ertaş, orta Anadolu Türkmen/Abdal Müziği geleneğinin bilinen en güçlü temsilcilerinden biri ve gelmiş geçmiş en büyük bozlak ustası.

"Yağmurlu Büyükoba, Hacelobası, Kırtıllar, İkibikli, Tezrek, Barak, Kırıksoku, Keskin, Kırıkkale, Yerköy ve Çiçekdağı... "

Buralar, asırlar öncesinin gezginci ozanlık geleneğini sürdürürcesine köy köy gezen Baba Ertaş'ın çocukluk ve ilk gençlik yılları, başta Kırşehir Ve Yozgat'a ait Bu köyler olmak üzere çevre il ve ilçelerde babası ile düğün çalarak geçer.

Hayatının anlattığı bir şiirinde şöyle der:

"Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler"

Derken bir gün elinde sazı, cebinde iki buçuk lirayla ver elini Ankara diyerek Kırşehir'den ayrılır. Ankara, İstanbul, kısa bir süre için tekrar Kırşehir ve nihayet hiç bitmeyecek bir gurbet hayatına başlamak üzere tekrar Ankara... Gazinolar, pavyonlar, eğlence yerleri, düğünler ve konserler... Ve turneler; Anadolu turneleri, Sarısözen'in tabiri ile "Kırşehirli mahalli sanatçısı" Neşet Ertaş, 1960'ların sonlarına doğru artık yurdun dört bir tarafında zevkle dinlenen ve herkesin sevdiği bir sanatçı olmuştur. O'nun türküleri ortanadolu bozkırlarının bin yıllık hüznünü anlatır Lisan-1 hal ile. İşte bunun için, "türkü" denince O'nun o gür, parlak ve bir o Kadar da içli ve duygulu sesiyle söylediği yürek burkan ezgiler gelir aklımıza. Bağlama denince de O'nun elinde adeta sihirli bir alet haline gelen bin yıllık sazımız akla gelir hemen. 1976 yılında geçirdi ani bir rahatsızlığın tedavisi için Almanya'ya gider ve iyileştikten sonra sanatçı olarak oturma izni alıp orada kalır. Yirmi üç yıldır  "Alaman gurbetinde", ülkesine insanlarına duyduğu aşkla çalıp söylememektedir.

Bir sanatçıyı tanımanın en iyi yolu, hele de bu Neşet Ertaş gibi Türküler de hep kendini anlatan, kendi ruh ve gönül macerasını saza, söze döken bir usta ise, en güzeli sanatçının kendisini dinlemek. Neşet Ertaş, sazı türkü'ye; türkü'yü saza o kadar yakıştırır ve yakınlaştırır ki, dinleyenlere derin iç çekmek ya da göğüs geçirmek kalır.

İşte size bu türkülerden bir demet...

Bayram Bilge Tokel

Resmi Web Sitesi; www.nesetertas.com.tr/

ALLAH RAHMET EYLESİN.. MEKANI CENNET OLSUN.. 



24 Eylül 2012 Pazartesi

Online OCR (Resimdeki yazıları metin formatına dönüştürme)

Bugün StumbleUpon vasıtasıyla ulaştıgım uzun arayış sonunda buldugum verim alamadıgım yazılımlar kadar zahmetli olmayan çok kullanışlı online ve ücretsiz pdf, metinli resimleri doc, xls ve txt formatına 32 dil destegiyle çeviren web sitesini paylaşmak istedim..

Online OCR

Kuşlar (Çizim)

kuşlar cizim (1)kuşlar cizim (2)kuşlar cizim (3)kuşlar cizim (4)kuşlar cizim (5)kuşlar cizim (6)
kuşlar cizim (7)kuşlar cizim (8)kuşlar cizim (9)kuşlar cizim (10)kuşlar cizim (11)kuşlar cizim (12)
kuşlar cizim (13)kuşlar cizim (14)kuşlar cizim (15)kuşlar cizim (16)kuşlar cizim (17)kuşlar cizim (18)
kuşlar cizim (19)kuşlar cizim (20)kuşlar cizim (21)kuşlar cizim (22)kuşlar cizim (23)kuşlar cizim (24)
Kuşlar (Çizim), a set on Flickr.

23 Eylül 2012 Pazar

Sosyal güvencesi olanlar ve emekliler için önemli

HERHANGİ BİR ÖZEL HASTANEYE GİTTİĞİNİZDE MUHTEMELEN SİZDEN FAZLA PARA ALACAKLAR. OYSA SGK (ssk,bagkur,emekli sandıgı gibi) ANLAŞMASI OLAN ÖZEL HASTANELERİN ALMASI GEREKEN PARA BELLİ VE ÇOK AZ BİR MIKTAR.

AYNI ZAMANDA TEŞHİS AŞAMASINDA İSTENEN TAHLİL, FİLM GİBİ İŞLEMLER İÇİN İSE 1 KURUŞ BİLE TALEP EDEMEZLER. BUTUN BUNLARA RAGMEN EGER SİZDEN GEREK MUAYENE GEREKSE TAHLİL VEYA FİLMLER İÇİN PARA İSTENİR İSE ÖDEMENİZİ KREDİ KARTI İLE YAPIN, AYRINTILI FATURA İSTEDİĞİNİZİ BELİRTİN VE MUTLAKA FATURANIZI ALIN.. MUAYENE VEYA TEDAVINIZI OLUN..

İŞİNİZ BİTİNCE ELİNİZDEKİ BELGELERLE HER HASTANE İÇİNDE BULUNAN HASTA HAKLARI VEYA MUSTERİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜNE GİDEREK KENDİLERİNDEN FAZLA TAHSİL EDİLMİŞ OLAN PARAYI TALEP EDİN. EVELEYİP GEVELEYEBİLİRLER.. KONUDAN GERCEKTEN HABERİNİZ VARMI YOKMU ONU ANLAMAYA CALIŞABİLİRLER. SAKIN GERİ ADIM ATMAYIN VE EGER PARANIZI GERİ VERMEZLERSE SGK ' YA ŞİKAYET EDECEGİNİZİ SÖYLEYİN. ŞİKAYET DURUMUNDA HER İŞLEM BAŞINA 5BİN TL CEZA ÖDEMEK ZORUNDALAR VE ONLAR BU CEZAYI ÖDEMEK YERİNE EMİN OLUN SİZE PARANIZI SEVE SEVE GERİ VERECEKLER.. VE SAKIN BİRDAHA AYNI HASTANEYE GİTMEKTEN DE CEKİNMEYİN.. MADEM Kİ SGK İLE ANLAŞMIŞLAR UYMALARI GEREKTİĞİNİ BİLİYORLAR , İŞLERİNE GELMİYORSA ANLAŞMAYI FESH ETSİNLER. BUNU DA ONLARA SÖYLEYİN.

BEN BU HABERİ İLK DUYDUGUMDA TEREDDUT ETMİŞTİM ANCAK 950 TL LİK İŞLEMİN 900 TL SİNİ GERİ ALINCA INANMANIN ÖTESİNDE ÇOK DA SEVİNDİM. VE YAKLAŞIK 4 AYDIR AYNUI HASTANEDE İŞLERİMİZİ YAPTIRIYORUM, HEPSİ DE BENİ TANIYOR ARTIK. DAHA VEZNE BAŞINA GİDİNCE İŞLEMLERİ ONA GÖRE YAPIYORLAR.. SESSİZ VE SAKIN.. BAŞKALARI DUYMASIN DİYE.. AMA BEN SİZE BUNU DUYURAYIM. ZULME SESSİZ KALMAK DA ZALIMLİKTİR.
(Alıntı)